« İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI   - İş Kazası - İş Görememezlik Durumu

T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/10483

K. 2005/14146

T. 29.12.2005

• RÜCUEN TAZMİNAT DAVASI ( İş Kazası Sonucu Geçici İşgöremezlik Duruma Giren Sigortalıya Yapılan Harcama ve Ödemeler Nedeniyle )

• İŞ GÖREMEZLİK DURUMU ( Sigortalının Meslekte Kazanma Güç Kaybı Oranının İş Kazası Sonrası Oluşması ve Artması )

• ASIL İŞVEREN-TAŞERON İLİŞKİSİ ( İlişkinin Varlığı için Asıl İşverenin Asıl İşyeri ya da İşyerinden Sayılan Yerlerde Kendi Adına İşçi Çalıştırıyor Olmasının Gerekmesi )

• ALT İŞVEREN ( Asıl İşverenden İş Alan ve Kendi Adına Sigortalı Çalıştıran Üçüncü Kişi Olması )

• İŞÇİ TAVAN HESABI ( Tavanla Sınırlı Olarak Rücu Alacağına Hükmedilmesinin Gerekmesi-Tavan Hesabı Yapılmaksızın Davanın Kabulüne Karar Verilmesinin Doğru Olmaması )

506/m.26,87

ÖZET : İş kazasına bağlı olarak sigortalının meslekte kazanma güç kaybı oranının kesin biçimde belirlenmesi; ayrıca iddia edildiği gibi kaza sonrası uygulanan tedavi yanlışlığı ve yetersizliklerinin güç kaybı oranının artmasına neden olup olmadığı, böyle bir etki var ise, bunun iş kazası ile sürekli işgöremezlik durumuna girme konumu arasındaki illiyet bağını kesici nitelikte olup olmadığı yönlerinin araştırılıp irdelenmemiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Davacı, iş kazası sonucu geçici işgöremezlik duruma giren sigortalıya yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ayşe Barutcu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : Dava, 506 sayılı Yasanın 26. ve 87.maddesine dayalı rücuan tazminat davasıdır. Mahkeme Dilça İnşaat Liman Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti'nin yargılama sırasında davayı kabul etmesi üzerine bu şirket açısından davanın kabulüne, davalı Yazıcı Demir Çelik A.Ş. yönünden ise davanın reddine karar vermiştir.

Maddi olgunun araştırılması ve tespiti ile buna uygun olarak hukuki nitelendirme hakimin yargısal görevi olup, teknik bilgiyi gerektirmeyen hususlarda bilirkişinin görev hududunu aşarak verdiği rapora dayanılarak hüküm kurulması usul hukuku açısından isabetsiz bulunmuştur.

506 Sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre "aracı" bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.

Asıl işveren taşeron ( alt işveren )ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri yada işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.

İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde yada bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenlerde asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.

Aracı ( alt işveren )sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş yada işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.

Somut olayda; davalı Yazıcı Demir Çelik A.Ş. ile diğer davalı Dilça İnşaat Liman Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti arasındaki sözleşme ve ekleri celbedilerek, sözleşme içeriğine göre taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, 506 sayılı Yasanın 87.maddesinde öngörülen asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığı araştırılmalıdır. Şayet Yazıcı Demir Çelik A.Ş. yürüttüğü liman işletme işine ait faaliyetin bir bölümünü Dilça Ltd. Şti.'ne devretmiş ve her iki şirkette bu işyerinde kendi adına sigortalı çalıştırmakta ise; bu takdirde, belirtilen madde gereğince Yazıcı A.Ş.'nin asıl işveren olarak Dilça Ltd. Şti'nin kusurundan da sorumlu olacağı gözetilerek buna göre hüküm kurulmalıdır.

Öte yandan, davalılarca, cevap dilekçesinde ve yargılama sürecinin sonraki aşamalarındaki beyanlarında, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalının davacı Kurum hastanelerinde yapılan tedavisinin yetersiz olduğunu, sigortalının meslekte kazanma güç kaybı oranının bu nedenle oluştuğunu veya arttığını ileri sürmeleri nedeniyle, 506 sayılı Yasanın 109. maddesi gereği Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan itiraz doğrultusunda alınan raporun, davacı Kurum açısından bağlayıcı olmasına karşın davalıların bu rapora da itiraz hakkının bulunduğu gözetilerek, itiraz halinde Adli Tıp Kurumu veya tıp fakültelerinin konuya ilişkin anabilim dalı uzmanlarından oluşturulan kurullardan rapor alınmak suretiyle, uğradığı iş kazasına bağlı olarak sigortalının meslekte kazanma güç kaybı oranının kesin biçimde belirlenmesi; ayrıca iddia edildiği gibi kaza sonrası uygulanan tedavi yanlışlığı ve yetersizliklerinin güç kaybı oranının artmasına neden olup olmadığı, böyle bir etki var ise, bunun iş kazası ile sürekli işgöremezlik durumuna girme konumu arasındaki illiyet bağını kesici nitelikte olup olmadığı yönlerinin araştırılıp irdelenmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Kabule göre de, 506 Sayılı Yasanın 26.maddesinin 1.fıkrasında "… gelir bağlanırsa bu gelirin 22.maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene ödettirilir..." hükmü öngörülmüş olup yasa hükmü Yargıtay içtihatları gereğince tavan hesabı yaptırması ve tavanla sınırlı olarak rücu alacağına hükmetmesi gerektiği halde, davalı Dilça Ltd. Şti'nin kabulü nedeniyle tavan hesabı yaptırmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde davacı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.